Deniz paraşütü (parasailing)
geçtiğimiz 20 yıl içerisinde Türkiye'de tanınır oldu ve
çeşitli turizm merkezlerinde turistlere sunulan bir hizmet haline
geldi. Şimdilerde neredeyse sahil şeridindeki her otelde
parasailing bulmak mümkün.
Parasailing macerası bir sürat
teknesinde başlıyor. Bu teknede parasailing yapılabilmesi için
bir platform mevcut. Size önce bir can yeleği giydiriyorlar. Denize
inerseniz batmazsınız. Bir de bel ve bacak bölgelerinize geçirilen
kemerler var.Teknenin içerisinde bulunan bir motorlu halata bağlı
olan paraşüt teknenin hafif yol alması ile şişiyor. Sonra
vücudunuzdaki kemerleri paraşüte bağlayıp teknenin üzerindeki
platformda yatar pozisyonda bekliyorsunuz. Tekne hızlanınca
havalanmaya başlıyorsunuz ve aynı anda teknede motorlu bir
mekanizmaya bağlı halat yavaş yavaş salınıyor. Halat
bırakıldıkça paraşütle birlikte yükseliyorsunuz.
Yükseldikçe tekneden
uzaklaşıyorsunuz. Teknenin ve çevrenizin sesi yavaş yavaş
duyulmaz oluyor. Halat tam uzunluğunda açıldığında yaklaşık
80 ile 100 metre kadar yüksekte oluyorsunuz. Tekne ile tek
bağlantınız halat ve o yükseklikte sadece rüzgarın sesi
kulağınıza geliyor. Havada asılı kalma durumunuzu rüzgar ve
tekne bozuyor. O yükseklikte bir yandan rüzgar sizi daha da
havalandırmak isterken, öte yandan tekne aşağı ve ileri doğru
çekiyor. Hissettiğiniz tek hareket bu güçlerin çekiştirmesi.
Ardından teknedeki paraşüte bağlı
olan halat motoru halatı toplamaya başlıyor. Yavaş yavaş
alçalıyorsunuz. Aşağıda küçük görünen her nesne gittikçe
büyüyor. Yere yaklaştıkça sesleri duymaya başlıyorsunuz. En
sonunda teknenin üzerindeki platforma iniyorsunuz. İniş de kalkış
da çok yumuşak. Yukarıda resim çekerim diye hiç heveslenmeyin.
Paraşütü iki elinizle yol boyunca sıkıca kavradığınız için
fotoğraf makinesi kullanmak pek mümkün değil. Bütün bu yolculuk
yaklaşık 10 dakika kadar sürüyor.
0 comments:
Post a Comment